TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa’dan sosyal medya uyarısı

by Timbir

Türkiye’nin sosyal medya kullanımında dünyada en tehlikeli ülke olduğunu belirten İMEF ve TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, gençler üzerindeki tehlikelere dikkat çekti.

Geçtiğimiz günlerde, TikTok akımını deneyen bir çocuğun hayatını kaybetmesinin ardından sosyal medya ve internet kullanımındaki tehlikeler tekrar gündeme geldi. İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu (İMEF) ile Türk İnternet Medya Birliği Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa, sosyal medya platformlarındaki uygulamaların gençler üzerindeki tehlikelerini ve bu risklerle nasıl mücadele edilebileceğini Yeni Ankara’ya anlattı.

“SOSYAL MEDYADAKİ TEHLİKELER TİKTOK İLE SINIRLI DEĞİL”

Türkiye’de internet kullanım oranının yüzde 10 seviyelerindeyken, “Farkında mıyız?” adlı programla sosyal medyadaki tehlikeleri öğrencilere anlatan Basa, “Sosyal medya Türkiye’de çok farklı algılandı. Yıllardır İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu ve Türk İnternet Medya Birliği’nde ‘Farkında mıyız?’ adlı program Türkiye’de yürütüldü. Daha Türkiye’de internet kullanımı yüzde 10 iken bizler okullara gidip internet ve sosyal medyadaki tehlikeleri çocuklara anlattık. Sosyal medyadaki tehlikeler sadece TikTok ile sınırlı değil, diğer sosyal medya platformlarını da kapsıyor. Dünyadan çok daha tehlikeli olarak Türkiye var. Çünkü Japonlar sosyal medyayı günde 1 saat kullanırken bizler ortalama 5-6 saat kullanıyoruz. Ayrıca internete girme yaşı da giderek düşüyor.” dedi.

“EVDE Mİ ÇOCUKLARIMIZ DAHA GÜVENLİ, SOKAKTA MI?

Sosyal medya mecralarının para kazanma kaynağı olduğunu belirten Basa, bu platformların kullanıcılar üzerinden gelir elde ettiğine dikkat çekti. Basa, “Çocuklarımıza süt içireceğiz diye cep telefonunu verip yabancı içeriklere maruz bırakabiliyoruz. TikTok bunlardan bir tanesi ve belki de en tehlikelerinden biridir. Çünkü orada insanlar, sosyal medyada ünlü olabilecekleri algısına kapılıyorlar, ancak çok az kişi ünlü olabiliyor. Bazı sosyal medya sağlayıcıları, ne kadar çok içerik paylaşırsanız o kadar fazla takipçi kazanabileceği algısını yayıyor. TikTok’ta bunlardan bir tanesi. Bu platformların ana amacı para kazanmaktır, ‘bedava peynir fare kapanında olur’ sözü burada da geçerlidir. TikTok’ta para kazanmak için kendi çocuklarımızı kullanıyor. Japonlara kıyasla biz 5 kat daha fazla vakit geçiriyoruz bu platformlarda, bu da bizi daha fazla tehlikeye maruz bırakıyor. Evde mi çocuklarımız daha güvenli, yoksa sokakta mı daha güvenli? Sorusu önemli. Evde, bilgisayar başında online avcılar olabiliyor, çocuklarımız siber zorbalığa uğrayabiliyor ve biz bunu fark etmiyoruz. Sokakta ise çocuklarımızın kimlerle arkadaşlık ettiğini en azından bilebiliriz.” şeklinde konuştu.

“GENÇLERİN YÜZDE 20’Sİ SİBER ZORBALIĞA UĞRARKEN, YÜZDE 12’Sİ ZORBALIK YAPIYOR”

Pandemi sonrası internet bağımlılığı üzerine bir araştırma yaptıklarını kaydeden Basa, araştırma sonuçlarına göre gençlerin yüzde 20’sinin siber zorbalığa uğradığını, yüzde 12’sinin ise siber zorbalık yaptığını bildirdi. Basa, “Avrupa’daki bazı resmi kurumlar, TikTok platformunu yasakladı. Hatta geçtiğimiz günlerde Amerika da bir karar aldı. Sosyal medya sağlayıcıları, TikTok, Twitter, Instagram, Facebook gibi platformlar, para kazanmak için kurulmuş araçlardır ve bizler de onların gelir sağlamak için kullandıkları araçlarız. Bize bedava profil veriyorlar çünkü bizim üzerimizden para kazanıyorlar.” dedi.

“BAĞIMLI ÇOCUK YOK, İLGİSİZ ANNE-BABA VAR”

Türkiye’de resmi kurumlardan başlayarak mutlaka bu konuda bir düzenleme yapılması gerektiği çağrısında bulunan Basa, belki de bu kapatılma noktasına gelecek görüşmelerin olması gerektiğini söyleyerek, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu, çocuklarımızın geleceği için önemlidir. Özgürlükler kısıtlanmasın ama bu teknolojiler bizim hizmetimize olduğu sürece önemlidir. Einstein, atomun formülünü bulduğunda dünya değişti, ancak atom bombası Hiroşima’ya atıldığında o kadar mutlu olmadı. İnternet de böyledir; pandemide internet olmasaydı okulları kaybeder, toplantılar yapamazdık. Ancak sosyal medyayı ve interneti kullanırken çok dikkatli olmalıyız. Yapılan araştırmanın sonucunda ortaya çıkardığım bir sonuç oldu. Bağımlı çocuk yoktur, ilgisiz anne-baba vardır. Anne-babalar, çocuklarının hangi sosyal medya platformlarında olduğunu takip etmeli ve onlarla ilgilenmelidir. Ayrıca, zararlı içeriklerin bulunduğu platformlar mutlaka kaldırılmalıdır.

Türkiye’de TikTok uygulamasının kapatılacağına dair şu an için gündemde bir durumun olmadığını söyleyen Dr. Süleyman Basa, “Resmi olarak kapatılacak mı, o konuda pek bir bilgim yok. Tabii, bu konu zaman zaman gündeme geliyor, tıpkı deprem gibi. Deprem olduğunda herkes dikkatini çeker, ancak 6 ay sonra unutulur ve bir sonraki deprem olana kadar hatırlanmaz. Sadece TikTok değil, diğer sosyal medya mecraları da aynı durumda. Maalesef bu tür şeyleri yaşıyoruz. Şu anda TikTok’un çok gündemde olduğunu düşünmüyorum.” dedi.

“SOSYAL MEDYA HESAPLARI T.C. KİMLİK NUMARASIYLA AÇILMALI”

Sosyal medya hesapları konusunda, T.C. kimlik numarası ile hesap oluşturmanın çözüm olabileceğine işaret eden Basa, “Belli bir yaş ortalamasının altında olanların sosyal medya hesaplarına girememesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun en büyük çözümü bence T.C. kimlik numarasının kullanılmasıdır. Türkiye, dünyada en çok sahte hesap bulunan ülkelerden biridir ve ortalama bir kişinin 9.4 sosyal medya hesabı vardır. Sahte hesaplardan kurtulmak için insanların kimlikleri belli olmalıdır. İnternette iyi niyetli olduğu kadar kötü niyetli insanlar da bulunmaktadır ve onlarla karşılaşıldığında en azından ulaşılma imkânı olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLARINIZIN SOSYAL MEDYA KULLANIMINI TAKİP EDİN”

Siber zorbalığa uğrayan kişilerin mutlaka ailelerine haber vermesi ve ilgili resmi kurumlara şikayette bulunması gerektiğini vurgulayan Basa, “Ailelerin, çocuklarının sosyal medyada ve bilgisayar başında olduğu zamanlarda onlara göz kulak olmaları önemlidir. Sosyal medyada iyi insanların olduğu gibi kötü insanlar da vardır. Uyuşturucunun yüzde 95’i internet üzerinden pazarlanmaktadır. Okul önlerinde simitçi gibi uyuşturucu satıcıları yok ama hashtagler üzerinden bunu yapanlar bulunmaktadır. Bu nedenle ailelere büyük görev düşmektedir.” diyerek sözlerini noktaladı.

You may also like

Leave a Comment